
Yazıp çizip beğenmediğim, "yine olmadı" deyip karaladığım öyle çok kağıt var ki... İçimi dökmek isteyip bir türlü doğru cümleyi kuramıyorum. Olmuyor; konduramıyorum onu paragrafın en başına, yakıştıramıyorum.
Bak Eylül bitiyor yine. Mevsim Sonbahar... Gerçi ilkbaharmış-sonbaharmış, yazmış-kışmış farkeder mi? İnsan hep kendi mevsimini yaşamaz mı? Ya da yularıdaki sana hangisini uygun görürse onu yaşarsın mecburen. Aslında yanlış bir şey söyledim sanırım. Yukarıdaki değil, insanın kendisi belirler ne yaşayacağını. O sadece farklı seçenekler sunar. Sen içlerinden en olmadığını çekip çıkarırsan zorunlusunsur bir bakıma seçtiğini yaşamaya.
Hangi konuda olduğu önemli değil, bir konuya çok yoğunlaşıyor ve yapmalıyım diyorum. Eğer yaparsam edineceğim pozitif anları da biliyorum. Fakat buna rağmen geri çekiliyorum, pes ediyorum en olmadık yerde. İşte tam o anda, pes ettiğim anda; yukarıdaki, seçeneklerini sunuyor. Ve sonra ayvayı yiyiyorum işte. Hem de en mayhoş olanını. Aslında seçenek sunmasına fırsat vermeyebilirim. Yürüdüğüm kararlı yoldan devam edebilirim. Dedim ya işte, yapılmıyor bazen. İnsan, sol yanındaki şeytana yenik düşüyor.
Nasıl ama? Tam da şu parçalı bulutlu günlere yakışır bir yazı oldu değil mi? Depresif bir yazı. Depresif olmak hiç bana yakışan bir kavram değildir aslında. Ama insanız en nihayetinde. Her kelimenin tanımında, ara sıra da olsa adımız geçebiliyor. Mesela şimdi bu yazıyı okuyan herhangi biri eline bir sözlük alıp depresif kelimesinin karşısına bakarsa şunu görmesi muhtemeldir: "Ülker adlı bir kızın, son zamanlarda içinde bulunduğu ruh hali." :) Allahım ya böyleyken bile dalga geçebiliyorum.
Atlatılır atlatılır. Zor ama güzel günler bekliyor beni(bizi). Elele tutuşunca altından kalkılır hepsinin. Yalnız olunca dımdızlak hissediyorsun da, elini omzuna koyan biri varsa en baba güçlükler bile korkutmuyor insanı kolay kolay.
Bak işte bu huyumu seviyorum; o kadar şey söyleyip yine toparlayabildim ben beni. En pozitif tarafından bakabildim yine. Çünkü biliyorum; "Güzel günler göreceğiz, güneşli günler..."
Bak Eylül bitiyor yine. Mevsim Sonbahar... Gerçi ilkbaharmış-sonbaharmış, yazmış-kışmış farkeder mi? İnsan hep kendi mevsimini yaşamaz mı? Ya da yularıdaki sana hangisini uygun görürse onu yaşarsın mecburen. Aslında yanlış bir şey söyledim sanırım. Yukarıdaki değil, insanın kendisi belirler ne yaşayacağını. O sadece farklı seçenekler sunar. Sen içlerinden en olmadığını çekip çıkarırsan zorunlusunsur bir bakıma seçtiğini yaşamaya.
Hangi konuda olduğu önemli değil, bir konuya çok yoğunlaşıyor ve yapmalıyım diyorum. Eğer yaparsam edineceğim pozitif anları da biliyorum. Fakat buna rağmen geri çekiliyorum, pes ediyorum en olmadık yerde. İşte tam o anda, pes ettiğim anda; yukarıdaki, seçeneklerini sunuyor. Ve sonra ayvayı yiyiyorum işte. Hem de en mayhoş olanını. Aslında seçenek sunmasına fırsat vermeyebilirim. Yürüdüğüm kararlı yoldan devam edebilirim. Dedim ya işte, yapılmıyor bazen. İnsan, sol yanındaki şeytana yenik düşüyor.
Nasıl ama? Tam da şu parçalı bulutlu günlere yakışır bir yazı oldu değil mi? Depresif bir yazı. Depresif olmak hiç bana yakışan bir kavram değildir aslında. Ama insanız en nihayetinde. Her kelimenin tanımında, ara sıra da olsa adımız geçebiliyor. Mesela şimdi bu yazıyı okuyan herhangi biri eline bir sözlük alıp depresif kelimesinin karşısına bakarsa şunu görmesi muhtemeldir: "Ülker adlı bir kızın, son zamanlarda içinde bulunduğu ruh hali." :) Allahım ya böyleyken bile dalga geçebiliyorum.
Atlatılır atlatılır. Zor ama güzel günler bekliyor beni(bizi). Elele tutuşunca altından kalkılır hepsinin. Yalnız olunca dımdızlak hissediyorsun da, elini omzuna koyan biri varsa en baba güçlükler bile korkutmuyor insanı kolay kolay.
Bak işte bu huyumu seviyorum; o kadar şey söyleyip yine toparlayabildim ben beni. En pozitif tarafından bakabildim yine. Çünkü biliyorum; "Güzel günler göreceğiz, güneşli günler..."
25.09.07/03.33
/div>
<
<5Comments:
<
Ahh ahh Ben yaşlandın artık... Sen daha gençsin atlatırsın... Bi yaştan sonra olmuyo./p> <
Adaletçilik mi, milleti yakarak mı?
I-hi!/p> <
ayrıyetten 3.33'de yazıyı bitirmişin, eytt (: şansa bak (:/p> <
<sera: sobelemeyin beni! :)
gözde:hade ordan. bişeyimi anlatmıyorum değil, bi şey yok ki ortada. sanırım içinde bulunduğum halin asıl sebebi bu. :O
tosbaa:sen yinede laf söyleme yukarıdakine. vakti gelince seni de yakmasın. (:
triancula: yaww iyiyim ben. :D depresyonda filan değilim. düzeldim. :DD/p> <